TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| next: | [sıfat] sonraki, ertesi, bir dahaki, bitişik |
| next: | [zarf] daha sonra, bir sonra, ardından |
| next: | sonraki, bir sonraki, bir dahaki |
| next: | en yakın, yanında, yanına, yanısıra, neredeyse, hemen hemen |
| NEXT: | yakin caprazkarisma |
| next to: | hemen hemen, neredeyse |
| next year: | gelecek yıl, gelecek sene |
| next door: | bitişik, bitişik komşu, bitişik oda |
| next door neighbor: | kapı komşusu, bitişik komşu |
| next door to: | az daha, hemen hemen, neredeyse |
| next time: | bir dahaki sefer, bir dahakine |
| next time i'll get it right: | gelecek defa doğru yapacağım. |
| next month: | gelecek ay |
| next on the agenda: | gündemdeki bir sonraki madde |
| next to no evidence: | elde hemen hemen hiçbir delil olmaması |