
| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| noise: | [isim] gürültü, ses, patırtı, velvele, parazit | |
| noise: | [fiil] gürültü etmek, ses çıkarmak | |
| noise: | gürültü | |
| noise: | Ses, seda, ses veren isimden kulağa gelen titreşim. | |
| noise restrictions: | [isim] gürültü sınırlamaları, gürültüsınırlamaları | |
| noise pollution: | havanın gürültü ile kirlenmesi, insanlara zarar veren gürültü, gürültü kirliliği | |
| noise prevention: | gürültüyü önleme, gürültü yü önleme | |
| noise abatement: | gürültüyü azaltma, gürültü yü azaltma | |
| noise eliminator: | parazit giderici |