| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| one: | [isim] bir tane, biri, birisi, kimse, tek | |
| one: | [sıfat] tek, aynı | |
| one act play: | tek perdelik oyun | |
| one adult and two children, please: | bir tam iki çocuk lütfen. | |
| one after another: | birbiri ardına, birbiri ardından, arka arkaya, birbiri peşisıra, birer birer, sıra ile | |
| one day: | bir gün, günün birinde | |
| one of them: | birinden biri | |
| one who enjoys serving things to guest: | ikramcı | |
| one who breaks up a friendship by talebearing: | karıştırıcı | |
| one who makes big profits out of shoddy work: | kapkaççı | |
| one who makes casting: | kalıpçı | |
| one way: | tek yön |
[ son aranan 10 kelime: entrancing | to effect a reconciliation | insan ticareti | to read well | accusingly | portföy yönetimi | koz helvası | iş görücü düşünüş | les miserables | one ]