
| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| outward: | [sıfat] dış, dışa doğru olan, dışarıya giden, görünen | |
| outward: | [zarf] dışa doğru, dışarıya, görünüşte | |
| outward bound: | memleket dışına doğru yola çıkmış, bağlı olunan limandan başlayan yolculuk | |
| outward bounder: | bağlı olduğu limandan sefere çıkan gemi | |
| outward voyage: | gidiş yolculuğu | |
| outward processing: | [isim] hariçte işleme | |
| outward and inward: | gidiş dönüş | |
| outward manifest: | [isim] çıkan malların gümrük manifestosu |