TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| parachute: | [isim] paraşüt |
| parachute: | [fiil] paraşütle atlamak, paraşütle süzülmek |
| parachute pumper: | paraşütçü |
| parachute jumper: | paraşütçü |
| parachute troops: | paraşütçü birlikleri, hava indirme birliği |
| parachute bag: | [isim] paraşüt torbası |
| parachute brake: | fren paraşütü |
| parachute flare: | noel ağacı, paraşütlü aydınlatma cephanesi, paraşüt lü adınlatma cephanesi |
| parachute mine: | paraşüt mayını |
| parachute candidate: | paraşüt aday, yaşamadığı seçim bölgesinden aday gösterilen politikacı |
| parachute harness: | paraşüt donanımı |