TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
paying: | para getiren, kârlı, kazançlı, paralı, ödeme yapan | |
paying attention: | ilgilenme | |
paying guest: | pansiyoner | |
paying no attention: | hiçe sayma | |
paying habits: | [isim] ödeme alışkanlıkları | |
paying quantities: | [isim] kâr getiren miktarlar | |
paying banker: | [isim] tediyat bankası | |
paying agent: | [isim] ödeme şubesi | |
paying bank: | [isim] ödeme bankası | |
paying freight as customary: | navlun her zamanki gibi ödenecektir | |
paying boarder: | ödeyen pansiyoner |