TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| pending: | [sıfat] asılı, sarkan, askıda olan, karara bağlanmammış olan, yakın, eli kulağında |
| pending: | [edat] esnasında, sırasında, boyunca, kadar |
| pending: | beklemede |
| pending files: | [isim] karar bekleyen dosyalar |
| pending risks: | [isim] mevcut riskler |
| pending these discussions: | müzakereler sonuçlanıncaya kadar |
| pending law suit: | sonuçlanmamış dava |
| pending dividend timetable: | kâr payı bekleme listesi, kâr payı bekleme listesinde |
| pending his acceptance of the offer: | teklifin kabulünü bekleyedururken |
| pending aars: | [isim] cari riskler |
| pending yens: | [isim] muallakta kalan sorunlar |
| pending charges: | [isim] henüz karara bağlanamamış suçlamalar |
| pending matters: | [isim] bekleyen işler |