TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
preceding: | [sıfat] önceki, önce gelen | |
preceding endorser: | bir önceki cirocu | |
preceding indorser: | önceki cirocu | |
preceding article: | önceki madde, önce ki madde | |
preceding period: | geçen dönem | |
preceding speaker: | önceki konuşmacı, önce ki konuşmacı | |
preceding year: | önceki yıl | |
preceding judgment: | ara karar | |
preceding thing or things: | makabil |