| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| presumptive: | olası, muhtemel, veraset itibarıyla tayin edilmiş |
| presumptive damage: | hasar karinesi |
| presumptive death: | hayatta olup olmadığı hakkında uzun süredir hiçbir haber alınamayan kaybolmuş bir kimsenin ölmüş olduğu karinesi, ölüm karinesi, uzun süre hayatta olup olmadığına dair hakkında hiçbir haber alınamadan kaybolan bir şahsın ölmüş olduğuna dair karine |
| presumptive loss: | (gemi) uzun süredir görülemeyen ve haber alınamayan ancak battığına dair kanıt olmayan gemi |
| presumptive notice: | tahmin olunan bilgi |
| presumptive proof: | istidlalen çıkarılan delil, çıkarsanan kanıt |
| presumptive title: | farazi mülkiyet hakkı |
| presumptive damages: | sözleşmede yer almayan koşullar dışında doğan zarar ziyana karşı mahkemece kararlaştırılan cezai tazminat, hasar karinesi |
| presumptive evidence: | karine kuvvetindeki delil, istidlali delil, dolayısıyla veya istidlali delil, karine |