TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
proximate: | [sıfat] en yakın, yakın, yaklaşık, hemen hemen | |
proximate: | Takribi, hemen hemen, en yakın. | |
proximate houses: | [isim] yakın evler | |
proximate connections: | [isim] yakın tanıdıklar | |
proximate cause: | zararı doğuran sebep, müessir sebep, en yakın sebep | |
proximate clause: | doğrudan zarar yaratan nedenin sözleşmede tanımlanması | |
proximate damage: | doğrudan doğruya ika olunan hasar | |
proximate damages: | direkt hasar tazminatı | |
proximate to the river: | ırmağın yanında |