TELAFFUZKELİMEANLAM
pull:[isim]  çekim, çekme, çekiş, çekicilik, fırt, asılma, teşvik, kürek çekme, zahmetli iş, harekete geçirme, etki, nüfuz, nüfuzlu olma, torpil, kayırma, arka çıkma, iltimas
pull:[fiil]  çekmek, asılmak, yolmak, içmek, nefes çekmek, kürek çekmek, çevirmek (iş), gelmek, girmek, kenara çekmek (araba), kenara parketmek, kalkmak (araba), hareket etmek
pull out:çekip çıkarmak, dışarı çekmek, uzatmak, çıkmak, ayrılmak, park yerinden çıkmak, kaçmak, uzamak, tüymek
pull out all the pathetic stop:duygu sömürüsü yapmak
pull out all the stops:elinden geleni yapmak, var gücüyle çalışmak
pull a face:surat asmak, surat etmek
pull a fast one:oyun etmek (kötü), oyuna getirmek
pull a job:soygun yapmak
pull off:[fiil]  kenara çekmek, çıkarmak, soymak, kazanmak (ödül), koparmak, almak, başarmak
pull off of a parachute:paraşütün açılması
pull through:kurtarmak, yardım etmek, toparlamasını sağlamak, iyileştirmek, atlatmak, içinden çıkmak, kurtulmak, iyileşmek, yakayı sıyırmak
pull over:çekmek, kenara çekmek, kaldırıma yanaşmak



[ son aranan 10 kelime: ıngredients | watered-down | çok özlemek | hapsolmak | lisans verilmesi | ağzı açık olarak | effect of depression | budgerigar | takvimde | pull ]
cümle çeviri / sözlük / kullanım şartları / bize ulaşın
RoketSozluk.com 2008-2025 - Tüm Hakları saklıdır. 0.0022