
| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| pure: | [sıfat] saf, arı, katıksız, pak, katışıksız, katkısız, salt, temiz, lekesiz, namuslu, sade, sırf, teorik, kuramsal, safkan | |
| pure and simple: | bal gibi | |
| pure gold: | som altın, saf altın | |
| pure mathematics: | kuramsal matematik | |
| pure minded: | saf, temiz kalpli, iyi niyetli | |
| pure nonsense: | düpedüz saçmalık | |
| pure waste of time: | boşuna zaman harcama | |
| pure food and drugs act: | sağlığa zararlı yiyecekleri milletlerarası ticaret kapsamı dışında bırakan, taşınmasını yasaklayan 1906 tarihli kanun | |
| pure risk: | dar anlamdaki risk | |
| pure research: | belli bir amaca yönelik olmayan araştırma | |
| pure alcohol: | saf alkol |