
| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| reach: | [isim] uzanma, erişme, erim, menzil, ulaşılabilecek uzaklık, kavrayış, kavrama gücü, alan | |
| reach: | [fiil] uzatmak, uzanmak, bulmak, yetişmek, iletişim sağlamak, ulaşmak, varmak, çarpmak, geçirmek (yumruk), idrak etmek, uzanıp vermek, vermek, etkilemek, isabet ettirmek, erişmek | |
| reach an agreement: | anlaşmak, anlaşmaya varmak, bağdaşmak | |
| reach forth: | elini uzatmak, uzanmak | |
| reach me down: | hazır, ucuz (giysi) | |
| reach out: | elini uzatmak, uzanmak | |
| reach out for: | uzanmak | |
| reach and frequency: | ulaşma ve sıklık | |
| reach me downs: | ucuz hazır elbise | |
| reach on impasse: | çıkmaza girmek |