| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| roll: | [isim] rulo, tomar, top, dürüm, yuvarlanma, rulo köfte, silindir, gümbürtü, davul sesi, liste, yalpa, dalgalanma | |
| roll: | [fiil] yuvarlanmak, dürmek, yuvarlamak, rulo yapmak, tomar yapmak, sarmak, top yapmak, döndürmek, çevirmek, havada takla atmak, sürmek, kullanmak, oklava ile açmak (hamur), silindirle ezmek, yaprak haline getirmek [met.], haddeden geçirmek, ağzında yuvarlayar | |
| roll: | merdane | |
| roll out: | haddeden geçirmek, oklava ile açmak, dürülmüş şeyi açmak, açarak yaymak, kalın sesle söylemek | |
| roll a log for smb: | arka çıkmak, destek olmak | |
| roll along: | yol boyunca ilerlemek (araba) | |
| roll over: | çevirmek, yuvarlanmak, bir taraftan öbür tarafa yuvarlanmak | |
| roll neck (ed: | balıkçı yakalı | |
| roll up: | harekete geçmek, yanaşmak, araba ile gelmek, gelmek, çıkagelmek, yuvarlanmak, toplanmak, yığılmak, birikmek, sarmak, dürmek, sıvamak, biriktirmek, yığmak | |
| roll up one's sleeves: | kollarını sıvamak, kolları sıvamak, işe girişmek, işe koyulmak | |
| roll back: | aşağı çekmek (fiyat), düşürmek, ucuzlatmak | |
| roll on: | roll on deodorant, bilyeli deodorant, esnek korse | |
| roll top: | [isim] kepenk |
[ son aranan 10 kelime: demi - | scil | yüzüstü bırakmak | it becomes you | lush | sarılabilmek | preventriküler | trafik tıkanıklığı | iran | roll ]