TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| rubber: | [isim] kauçuk, lastik, silgi, prezervatif, ovma bezi, temizlik bezi, masör, tellâk, raspa, perdah taşı, zımpara, sürtünen parça [müh.], hokey diski, beraberlik halinde oynanan el (İsk.), üç elden ikisini kazanma |
| rubber: | [fiil] lastik kaplamak, su geçirmez yapmak, merakla bakınmak, tura katılmak, geziye katılmak |
| rubber: | [sıfat] kauçuk, lastik |
| rubber: | lastik |
| rubber: | kauçuk |
| rubber gloves: | lastik eldiven, bulaşık eldiveni |
| rubber bands: | [isim] lastik halkalar |
| rubber chicken circuit: | [isim] seçim kampanyası sırasında politikacının katılmak zorunda kaldığı öğle ve akşam yemekleri |
| rubber boat: | [isim] şişme bot |
| rubber band: | lastik bant, paket lastiği, eczane lastiği |
| rubber factory: | [isim] lastik fabrikası |
| rubber shares: | [isim] kauçuk hisse senetleri, kauçuk hisseleri |
| rubber boot: | şoson, lastik çizme |
| rubber check: | (US) karşılıksız banka çeki |
| rubber cloth: | muşamba |