TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| sabıkalı: | recidivous |
| sabıkalı: | previously convicted, criminal, picaroon, recidivist, repeater |
| sabıkalı: | convicted previously, habitual criminal, gaol bird, old offender, recidivist, ex-convict, inveterate criminal |
| sabıkalı suçlu olmak: | [fiil] to be a hardened offender |
| sabıkalı fotoğrafları arşivi: | rogue's gallery |
| sabıkalı olmak: | have a criminal record, have a record |
| sabıkalı adam: | rounder |
| sabıkalı kimse: | recidivist |
| sabıkalı olmak: | [fiil] to have had a previous arrest, to carry prior encumbrances |
| sabıkalı hırsız: | common thief |
| sabıkalı kimsenin yeniden suç işleme eğilimi: | recidivism |
| sabıkalı bir kimsenin yeniden suç işleme eğilimi: | recidivism |