| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| secondary: | [isim] ikincil şey, ikinci dereceli şey, sekonder devre, uydu | |
| secondary: | [sıfat] ikinci, orta, orta dereceli, ikinci derecede, ikincil, ikinci dereceli, önemsiz, ara (renk), tâli | |
| secondary: | Tali, ikinci derecede (ehemmiyet taşıyan) olan, ikinci gelen. | |
| secondary: | sekonder | |
| secondary: | ikincil | |
| secondary school: | ortaokul, orta dereceli okul | |
| secondary grammer school: | lise | |
| secondary starting device: | [isim] ikincil çalıştırma tertibatı | |
| secondary education: | orta öğretim | |
| secondary calling: | yan meslek | |
| secondary school diploma: | ortaokul diploması | |
| secondary benefits: | [isim] ek ödemeler | |
| secondary readership: | ikinci el okurluğu (bir yayını satın alıp okuyandan sonraki okur | |
| secondary care: | [isim] ikinci basamak sağlık hizmeti | |
| secondary cell: | [isim] akümülatör |
[ son aranan 10 kelime: deadlocked | qualitatively | oturacak | rüzgâr gülü | şanslı olmak | undersecretary | kıvrımlı | kıskanılmak | bir yapının sonundaki ilan yeri | secondary ]