TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| shock: | [isim] şok, darbe, sarsıntı, bunalım, sarsılma, utanç, elektrik şoku, elektrik çarpması, demet, balya, taranmamış saç, karışık saç, keçeleşmiş saç |
| shock: | [fiil] kâlbini kırmak, şok etmek, sarsmak, şaşırtmak, sarsılmak, darıltmak, dehşete düşürmek, elektrik çarpmak, elektroşok uygulamak, demet yapmak, balyalamak |
| shock: | Tansiyon düşmesi, hızlı ve zayıf nabız, solgun ve soğuyan deri, zayıf solunum vb. semptomları olan akut dolaşım bozukluğu yetersizliği. |
| shock: | 1. Travma veya sıvı kaybı sebebiyle ani olarak ortaya çıkan periferik dolaşım yetmezliği (Hastada cilt soluktur, soğuk terleme vardır, nabız zayıf ve süratlidir, huzursuzluk vardır ve bazan bilinç de kayolur); 2. Ani müdahale sonucu görülen şiddetli sarsı |
| shock: | şok |
| shock wave: | şok dalgası, heyecan dalgası, korku dalgası |
| shock worker: | insan gücünün üstünde çalışan işçi |
| shock eliminator: | (araba) amortisör |
| shock absorber: | amortisör, tampon |
| shock absorber spring: | amortisör yayı |
| shock absorber pad: | amortisör bloku |