| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| slip: | [fiil] kaymak, sürçmek, kaçmak, atlatmak, çözülmek, hata yapmak, yanılmak, kaydırmak, kaçırmak, geçirmek, serbest bırakmak, salıvermek, kaybetmek, gerilemek, gizlice vermek, sıyırmak, erken doğmak [zool.] |
| SLIP: | [isim] ayağı kaymak, kayma, sürçme, yanlışlık, hata, gaf, aksilik, külot, yastık kılıfı, tasma kayışı, kayış, toprak kayması, gemi kızağı, aşı kalemi [bot.], evlat, çıta, koçan |
| slip out of: | pırtlamak |
| slip by: | geçip gitmek, akıp gitmek, çabucak geçmek |
| slip in: | kayıp içine düşmek, içeri kaymak, karışmak, kaydırmak, sürmek, bahsetmek |
| slip into: | girmek, sokuvermek, sıkıştırmak |
| slip of the pen: | yazı hatası |
| slip up: | [fiil] hata yapmak, yanılmak, sürçmek |
| slip knot: | ilmek, oynak düğüm |
| slip on: | giymek, üstüne geçirmek |
| slip on welding: | geçme kaynak |
| slip laws: | kanunlaşmış bir metnin ilk kez yayımlanması |