
| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| something: | [isim] bir şey, önemli bir şey | |
| something in the air: | ortada bir şeyler dönüyor | |
| something is making a noise: | bir şey ses çıkartıyor. | |
| something like: | gibi, gibisi, yaklaşık olarak, aşağı yukarı | |
| something of: | biraz, bir parça, birazcık | |
| something offered: | ikram | |
| something else: | başka bir şey, olağanüstü bir şey | |
| something needed: | ihtiyaç | |
| something less will not do: | aşağı kurtarmaz | |
| something for nothing: | bedavadan kazanç | |
| something of the kind: | öyle bir şey |