TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| split: | [isim] yarık, yarma, yarılma, çatlama, kırılma, kopma, parçalanma, ayrılma, bozuşma, boşanma, bölünme, yarım parça, yarım şişe içecek, muhbir, ispiyoncu, hafiye, dondurmalı tatlı |
| split: | [fiil] yarmak, paylaştırmak, bölüştürmek, bölmek, parçalamak, ayırmak, kırmak, yıkmak, mahvetmek, çatlatmak, bölünmek, ayrılmak, kopmak, parçalanmak, çatlamak, paylaşmak, bölüşmek, titizlenmek, kılı kırk yarmak, ince eleyip sık dokumak, gülmekten yarılmak, ka |
| split: | [sıfat] çatlamış, yarık, çatlak, kırık, ayrık, ayrılmış |
| split: | 1. Fisur, yarık, yırtık, çatlak; 2. Eczalarını ayırmak parçalamak. |
| split hairs: | kılı kırk yarmak, ince eleyip sık dokumak, titiz davranmak |
| split up: | taksim etmek, paylaştırmak, bölünmek, ayrılmak, paylaşılmak |
| split comission: | komisyon bölüşülmesi |
| split level house: | odalarının seviyeleri farklı ev |
| split time: | ara zaman |
| split off: | yarılmak, parçalanmak, ayrılmak, bölünmek |
| split sentence: | para ve hapis cezasını içeren mahkûmiyet |
| split second: | an, lahza |
| split second watch: | kronometre |
| split on: | ele vermek, ispiyonlamak, hakkında bilgi vermek |