TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| spring: | [isim] bahar, ilkbahar, memba, pınar, kaynak, köken, yay, zemberek, sıçrama, fırlama, yaylanma, esneklik, esneme, eğilme, çatlama, çatlak, kemerli kubbe |
| spring: | [fiil] sıçramak, fırlamak, yay gibi fırlamak, birden çıkmak, yaylanmak, çarpmak, kaynaklanmak, çıkmak, doğmak, ortaya çıkmak, sökmek (şafak), eğilmek, esnemek, bükülmek, çatlamak, patlamak, infilak etmek, çıtlatmak, pat diye söylemek, eğmek, bükmek, ikram etm |
| spring: | [sıfat] atlama, yaylı, sustalı, esnek, bahar, ilkbahar, memba, kaynak, sıçrama |
| spring a leak: | işemek |
| spring balance: | yaylı terazi, kantar |
| spring onion: | taze soğan |
| spring chicken: | piliç, genç horoz |
| spring festival (5-6 May): | Hıdırellez, Hıdrellez |
| spring openings: | [isim] ilkbahar açılışları |
| spring water: | memba suyu, kaynak suyu |
| spring up: | [fiil] türemek |
| spring mattress: | yaylı yatak |
| spring goods: | [isim] bahar malları |