TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| standing: | [isim] ayakta durma, konum, yer, mevki, saygınlık, itibar, eskilik, geçmiş |
| standing: | [sıfat] daimi, sürekli, sabit, dik duran, dikilen, ayakta, ayakta yapılan, durgun |
| standing passengers: | [isim] ayakta duran yolcular |
| standing orders: | iç tüzük, yönetmelik |
| standing jest: | alay konusu |
| standing on end: | diken diken |
| standing order: | ödeme emri, geçerliliğini kaybetmeyen emir, değişmeyen sipariş |
| standing up: | kıyam |
| standing by: | sırdaşlık |
| standing charges: | [isim] sabit giderler |
| standing expenses: | [isim] sabit masraflar, sabit giderler, değişmeyen giderler |
| standing army: | daimi ordu, daima silah altında bulunan ordu, muvazzaf ordu, düzenli ordu |