
| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| strong: | [sıfat] güçlü, ağır, demir gibi, kuvvetli, sağlam, sert, şiddetli, keskin, alkollü, kıvrak, yetenekli, istekli, istikrarlı, iradeli, koyu, gür | |
| strong: | [zarf] güçlü olarak, kuvvetle, şiddetle | |
| strong arm methods: | [isim] (US) zor kullanma yöntemleri | |
| strong and healty: | güçlü kuvvetli, domuz gibi | |
| strong arm: | zor kullanan | |
| strong case: | kuvvetli delil | |
| strong dislike of sth: | nefret | |
| strong cheese: | ağır kokulu peynir | |
| strong and healthy: | tüvana | |
| strong room: | [isim] kasa odası | |
| strong finances: | [isim] iyi mali durum | |
| strong body of evidence: | yeterli delil |