| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| substance: | [isim] madde, özlülük, cisim, öz, esas, içerik, ana fikir, asıl mesele, servet, zenginlik, sağlamlık, güçlülük | |
| substance: | Madde, cisim bir organın oluşmuş maddesi, substantia. | |
| substance: | substans | |
| substance of a testimony: | bir tanıklığın özü | |
| substance of a speech: | bir konuşmanın esası | |
| substance of an action: | bir davanın konusu | |
| substance of an essay: | bir denemenin konusu |
[ son aranan 10 kelime: çıktı kuyruğu | ışığa tutma | accommodating | to involve liabilities | polis memuru | çok istemek | kamyon kasasını yükseltmek için takılan tahtalar | to delay payment | verification and validation | substance ]