
| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| tabii: | natural | |
| tabii: | sure, of course, certainly, surely | |
| tabii afet: | act of God | |
| tabii ki: | of course, go ahead!, just so | |
| tabii olarak: | as a matter of course | |
| tabii hukuk (akıl ve muhakemenin insanlara ilham ettiği hukuk: | natural law | |
| tabii karine (kanıtlanmış bir husus başka bir hususiyetin varlığına doğrudan doğruya kanıt ise , birinci hususun varlığı ikincisininkine karine teşkil: | natural presumption |