
| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| tickle: | [isim] gıdıklanma, gıdık alma | |
| tickle: | [fiil] gıdıklamak, gıdıklanmak, eğlendirmek, güldürmek | |
| tickle a trout: | eli ile alabalık tutmak | |
| tickle one's fancy: | garip bir şekilde hoşuna gitmek | |
| tickle the ivories: | piyano çalmak, piyanoyu tıngırdatmak |