TELAFFUZKELİMEANLAM
time:[isim]  zaman, aralık, vakit, çağ, süre, vade, uygun zaman, doğum zamanı, tempo, kere
time:[fiil]  ayarlamak, kurmak, zamanlama yapmak, saat tutmak, süre tutmak, zamanlamak, temposunu belirlemek, tempo tutmak
time:zaman
time:Zaman, vakit.
time prescribed for appeal:temyiz için öngörülen süre
time sharing:devre mülk, aynı anda birkaç işlem yapabilme [bilg.]
time sharing:zaman paylasimi
time after time:tekrar tekrar, defalarca
time sheet:yoklama kâğıdı, kartela
time stained:(kitap) zamanla lekelenmiş
time standard:ücret bazı
time is up:vakit tamam
time sale:vadeli satış
time stamp:zaman damgasi



[ son aranan 10 kelime: ayağını acıtmak | hızlı ve hatasız daktilo yazabilmek | birden gelişen şehir | haftanın geri kalanında | tarihsel gelişimini ve anlamlarındaki değişmeleri araştıran bilim | pontine | to go abroad | yeniden biraraya gelme | pound along | time ]
cümle çeviri / sözlük / kullanım şartları / bize ulaşın
RoketSozluk.com 2008-2025 - Tüm Hakları saklıdır. 0.0058