TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| to afford: | [fiil] vermek, vesile olmak, (paraca) gücü yetmek, muktedir olmak, hasıl etmek, meydana getirmek |
| to afford luxury: | [fiil] lüks hayat yaşamak |
| to afford s e c: | [fiil] teminat sağlamak |
| to afford assistance: | [fiil] yardımda bulunabilmek |
| to afford protection: | [fiil] (patent) koruma sağlamak |
| to afford security: | [fiil] güvenlik vermek |
| to afford an opportunity: | [fiil] fırsat yaratmak |
| to afford sb every facility: | [fiil] bir kimseye her türlü olanağı sağlamak |
| to afford sb the opportunity: | [fiil] birine fırsat vermek |
| to afford securities: | [fiil] teminat sağlamak |