TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| to bring about: | [fiil] neden olmak, ika etmek, husule getirmek, sebebiyet vermek, sebep olmak, temin etmek, yaratmak |
| to bring about a meeting between (one person and another: | [fiil] görüştürmek |
| to bring about a bill: | [fiil] bir önergeyi ya da kanun teklifini geri çekmek |
| to bring about a change: | [fiil] bir değişiklik yapmak, değişiklik yapmak |
| to bring about a decision: | [fiil] bir karara varılmasını sağlamak, karara varılmasını sağlamak |
| to bring about a marriage: | [fiil] evliliği gerçekleştirmek, evlilik gerçekleştirmek |
| to bring about a reconciliation: | [fiil] uzlaşmaya neden olmak |
| to bring about a revolution: | [fiil] ihtilal çıkarmak |
| to bring about an accident: | [fiil] kazaya neden olmak |
| to bring about an accusation: | [fiil] suçlamak |
| to bring about an illness: | [fiil] yapmak |