TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| to carry on during sb's absence: | [fiil] biri yokken işleri idare etmek |
| to carry on a tradition: | [fiil] bir geleneği sürdürmek |
| to carry on a love affair: | [fiil] oynaşmak |
| to carry on legal proceedings: | [fiil] kanuni takibatı sürdürmek, kanuni takibat sürdürmek |
| to carry on a partnership: | [fiil] bir ortaklığı sürdürmek |
| to carry on partnership: | [fiil] ortaklığı sürdürmek |
| to carry on barter: | [fiil] takas ticareti yapmak |
| to carry on a conversation: | [fiil] bir konuşmayı sürdürmek, konuşmayı sürdürmek |
| to carry on negotiations for a settlement: | [fiil] bir sonuca varmak için müzakerelere devam etmek, bir anlaşmaya varmak için müzakerelerde bulunmak |
| to carry on the bankrupt's business: | [fiil] iflas muamelelerini sürdürmek |