TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| to come: | [fiil] yaklaşmak, varmak, vaki olmak, orgazma varmak, sonuçlanmak, ulaşmak, akla gelmek, gelmek, erişmek, buyurmak, gelmek |
| to come in for a lot of trouble: | [fiil] başa bir sürü bela açmak |
| to come to a tentative conclusion: | [fiil] kesin olmayan bir sonuca varmak |
| to come near being knocked down by the bus: | [fiil] neredeyse otobüsün altında kalmak |
| to come out into the open with one's plans: | [fiil] planlarını açıklamak |
| to come to something: | [fiil] şaşırtıcı davranmak |
| to come into one's head to happen to think (of): | [fiil] aklına esmek aklından geçirmek |
| to come to a subject with ready made ideas: | [fiil] bir konuya hazır fikirlerle yanaşmak |
| to come back at with sb: | [fiil] birine ters cevap vermek |
| to come closer: | [fiil] yanaşmak |
| to come in on the ground floor: | [fiil] bir girişime ta başından katılmak |