TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| to count: | [fiil] sayılmak, hesaba katmak, göz önünde tutmak, itibarı olmak, dahil etmek, saymak, tadat etmek |
| to count sb among one's best friends: | [fiil] birini en iyi dostları arasında saymak |
| to count one's chickens before they're hatched: | [fiil] dereyi görmeden paçaları sıvamak |
| to count on one's fingers: | [fiil] parmak hesabı yapmak |
| to count the noses: | [fiil] tahmin edilen olumlu oyları saymak, bir yerde hazır bulunanları saymak |
| to count oneself fortunate: | [fiil] kendini şanslı saymak |
| to count the daily receipts: | [fiil] kasa yapmak |
| to count the receipts: | [fiil] hâsılatı saymak |
| to count towards: | [fiil] 'in hesabına geçirmek |
| to count for little: | [fiil] kaale almamak, pek yardımı dokunmamak |
| to count the votes: | [fiil] oyları saymak |