TELAFFUZKELİMEANLAM
to deal with:[fiil]  temas etmek, değinmek, bahsetmek, işini görmek, icabına bakmak, müşterisi olmak, dokunmak
to deal with the disorders in the capital:[fiil]  başkentteki karışıklıkları halletmek
to deal with ...:[fiil]  ...'i ele almak, ...'i tartışmak
to deal with sb:[fiil]  birinin icabına bakmak
to deal with a case:[fiil]  bir davayı karara bağlamak
to deal with a riot:[fiil]  bir isyanı bastırmak, isyanı bastırmak
to deal with a case upon its merits:[fiil]  bir konuda taraf tutmadan karar vermek
to deal with a culprit:[fiil]  bir suçlunun cezasını vermek
to deal with a difficulty:[fiil]  bir güçlüğü halletmek
to deal with a grievance:[fiil]  bir şikâyeti halletmek, bir şikâyetin icabına bakmak
to deal with a party leader:[fiil]  bir parti başkanı ile gizli anlaşma yapmak



[ son aranan 10 kelime: (konuşma dili) saniye | pekı | bir gösteriyi kulis arkasından seyretmek | şirket kurucusu | to get off course | bir hedefe doğru gitmek | rezerve etmek | birbirini izleyen yıllar | market | to deal with ]
cümle çeviri / sözlük / kullanım şartları / bize ulaşın
RoketSozluk.com 2008-2025 - Tüm Hakları saklıdır. 0.0025