| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| to feed: | [fiil] malzemesini vermek, otlamak, beslemek, yedirmek, yem vermek |
| to feed on: | [fiil] beslemek, karnını doyurmak |
| to feed up: | [fiil] fazla yedirmek, semirtmek |
| to feed off: | [fiil] kaynak olarak kullanmak, tabaktan yiyecek almak |
| to feed on ideas: | [fiil] fikirlerle hayal dünyasında yaşamak, kendi fikirlerine gömülü yaşamak |
| to feed the fishes: | [fiil] balıklara yem vermek, boğulmak, deniz tutmak |
| to feed a machine with raw material: | [fiil] bir makineyi hammadde ile beslemek |
| to feed a machine with raw materials: | [fiil] bir makineyi hammadde ile beslemek |
| to feed an animal with dry feed: | [fiil] yemlemek |
| to feed oneself well: | [fiil] can beslemek |
| to feed sb with empty promises: | [fiil] birini boş vaatlerle oyalamak |