| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| to hesitate: | [fiil] lafını şaşırmak, ne diyeceğini bilememek, kem küm etmek, duraklamak, duraksamak, duralamak, tartılmak, tereddüt etmek | |
| to hesitate to do: | [fiil] çekinmek | |
| to hesitate at nothing: | [fiil] hiçbir şey karşısında tereddüt etmemek, hiçbir şey karşında tereddüt dü etmemek | |
| to hesitate to do sth: | [fiil] bir şey yapmaya tereddüt etmek, bir şey yapmaya tereddüt dü etmek |
[ son aranan 10 kelime: dolly out | hüküm giymiş birine refakat etmek ya da hareketlerini denetlemek göreviyle resmen atanmış kişi | ayarlayıcı alet | jail sentence | to let know | ıllustrate | myofascitis | hematemesis | denetim yapılmasına karşı koymak | to hesitate ]