TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| to pick: | [fiil] kazmak, yolmak, seçmek, delmek, çıkarmak, otlamak, aşırmak, çalmak, (kilidi) anahtarsız açmak, gagalamak, telli müzik aletini parmakla çalmak, devşirmek, ayıklamak, koparmak, toplamak |
| to pick holes in an argument: | [fiil] bir savı her bakımdan çürütmek, ileri sürülen bir iddiada boşluklar aramak |
| to pick holes in sb: | [fiil] birinde kusur aramak |
| to pick holes in sth: | [fiil] bir şeyin tenkit edilecek taraflarını bulmak |
| to pick up the mistakes in a work: | [fiil] bir eserde hatalar bulmak |
| to pick up a shipwrecked crew: | [fiil] kazazede mürettebatı kurtarmak |
| to pick up enemy planes by search lights: | [fiil] ışıldaklarla düşman uçaklarını tesbit etmek |
| to pick up for a pittance: | [fiil] üç beş kuruş kazanmak |
| to pick off: | [fiil] el ile tutup kaldırmak, toplamak, dikkatle nişan alıp vurmak |
| to pick up one's litter after a picnic: | [fiil] bir piknikten sonra atılan çöpleri toplamak |
| to pick up flowers: | [fiil] çiçek koparmak |