
| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| to pierce: | [fiil] içine işlemek, delip geçmek, nüfuz etmek, sırrını anlamak, etkilemek, bıçaklamak, delmek, sokmak | |
| to pierce darkness: | [fiil] karanlığı delmek | |
| to pierce beneath the show of a thing: | [fiil] aslını araştırmak | |
| to pierce the mystery: | [fiil] esrarı çözmek | |
| to pierce sb through and through: | [fiil] birini gözleriyle süzmek, yiyecekmiş gibi bakmak | |
| to pierce the enemy's lines: | [fiil] düşman hatlarını yarmak |