TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| to raise: | [fiil] yükseltmek, ayağa kaldırmak, bina inşa etmek, (para) toplamak, yetiştirmek, büyütmek, meydana getirmek, uyandırmak, canlandırmak, çoğaltmak, artırmak, mayasını getirmek, abluka (kaldırmak, (denizcilik) ufukta karayı görmek, yığmak, aranılan kişiyi bularak onunla konuşmak, ciro edilebilir bir mali aracın nominal değerini yasa dışı artırmak, dikmek, çıkarmak, ağdırmak |
| to raise difficulties: | [fiil] güçlük çıkarmak, zorluk çıkarmak |
| to raise children: | [fiil] (US) çocuk büyütmek |
| to raise money: | [fiil] para toplamak |
| to raise money on an estate: | [fiil] (mülkü) ipotek karşılığı para kaldırmak |
| to raise tariff walls against foreign goods: | [fiil] yabancı mallara karşı gümrük engellerini kaldırmak |
| to raise doubts: | [fiil] şüphe uyandırmak, şüphe yaratmak |
| to raise the land next morning: | [fiil] yarın karaya ulaşmak |
| to raise hell about it: | [fiil] kıyameti koparmak |
| to raise a sunken ship: | [fiil] batmış bir gemiyi çıkarmak |
| to raise barely a flicker of interest: | [fiil] hiç ilgi göstermemek |