| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| to resist: | [fiil] mukavemet göstermek, göğüslemek, direnmek, dayanmak, karşı durmak, karşı koymak, mukavemet etmek, tahammül etmek |
| to resist arrest: | [fiil] tutuklamaya karşı koymak |
| to resist the authority of the court: | [fiil] mahkemenin yetkisine karşı durmak |
| to resist the police: | [fiil] polise karşı durmak |
| to resist a claim: | [fiil] bir talebe itiraz etmek, bir iddiayı inkâr etmek |
| to resist a motion: | [fiil] bir önergeye karşı çıkmak, bir önergeye karşı olmak |
| to resist an arrest: | [fiil] bir tutuklanmaya karşı koymak, bir tutuklamaya karşı koymak |
| to resist an attack: | [fiil] bir saldırıya karşı direnmek |
| to resist an influence: | [fiil] bir etkiye karşı direnmek |
| to resist sb's will: | [fiil] birinin iradesine karşı durmak |
| to resist the enemy: | [fiil] düşmana karşı direnmek |