TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| to see: | [fiil] görmek, anlamak, bakmak, görüşmek, kabul etmek, deneyimle öğrenmek, geçirmek, görmek, gözden geçirmek, anlamak, muhafaza etmek, seçmek, farkına varmak |
| to see a doctor: | [fiil] bir doktoru görmek |
| to see the sights: | [fiil] görülecek yerleri ziyaret etmek |
| to see to: | [fiil] icabına bakmak, sahip çıkmak, ilgilenmek |
| to see a joke: | [fiil] şakadan anlamak |
| to see a play: | [fiil] bir oyunu gözden geçirmek |
| to see about: | [fiil] icabına bakmak |
| to see the world through rose coloured glasses: | [fiil] dünyayı toz pembe görmek |
| to see how the land lies: | [fiil] işlerin nasıl gelişeceğini görmek |
| to see ghosts: | [fiil] hayalet görmek |
| to see snakes: | [fiil] hayaller görmek |