| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| to sweep: | [fiil] süpürmek, süpürge ile temizlemek, toplamak veya götürmek, süpürüp götürmek, sürüklenmek, sürüklemek, yayılmak, her tarafa dikkatle bakmak, azametle yürüyüp geçmek, silip süpürmek, almak, taramak, yalamak |
| to sweep coins into one's pockets: | [fiil] paraları cebe indirmek |
| to sweep the seas of pirates: | [fiil] denzileri korsanlardan temizlemek |
| to sweep all obstacles from one's path: | [fiil] yolundan bütün engelleri kaldırmak |
| to sweep mines: | [fiil] mayınları taramak |
| to sweep one's audience along with one: | [fiil] dinleyicilerini büyülemek |
| to sweep all before one: | [fiil] tamamen başarmak |
| to sweep stakes: | [fiil] bahse yatırılan parayı cebe indirmek |
| to sweep some gloomy facts under the bonnet: | [fiil] bazı karanlık şeyleri hasıraltı etmek |
| to sweep away a bridge: | [fiil] bir köprüyü alıp götürmek |
| to sweep a constituency: | [fiil] bir seçmen bölgesindeki bütün oyları almak |