
| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| to testify: | [fiil] açığa vurmak, tanıklık etmek | |
| to testify on sb's behalf: | [fiil] biri için tanıklık etmek | |
| to testify one's regrets: | [fiil] teessüflerini belirtmek | |
| to testify sth by affirmation: | [fiil] yeminsiz tanıklık etmek | |
| to testify against: | [fiil] aleyhte tanıklık etmek | |
| to testify before a court: | [fiil] mahkeme huzurunda tanıklık etmek | |
| to testify to a fact: | [fiil] bir olayı teyit etmek | |
| to testify under oath: | [fiil] yemin ederek tanıklık etmek, yeminli tanıklıkta bulunmak |