TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| to wait: | [fiil] beklemek, hazır olmak, ertelemek, bekletmek, durmak |
| to wait for a dead man's shoes: | [fiil] mirasa konmayı beklemek |
| to wait for the deadman's shoes: | [fiil] mirasa konmayı beklemek |
| to wait to be collected: | [fiil] birisi gelip alacak diye beklemek |
| to wait tables: | [fiil] garsonluk yapmak |
| to wait for take off takeoff: | [fiil] kalkış için beklemek |
| to wait on the table: | [fiil] garson olarak masaya servis yapmak |
| to wait to be served: | [fiil] ağzına verilmesini beklemek |
| to wait for the issue of events: | [fiil] olayların sonucunu beklemek |
| to wait sb's convenience: | [fiil] birinin uygun zamanını beklemek |
| to wait together: | [fiil] bekleşmek |