TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| to warn: | [fiil] uyarmak, tehlikeyi haber vermek, önceden haber vermek, tavsiye etmek, ihtar etmek, ikaz etmek, tembih etmek, tembihlemek |
| to warn a tenant out of the house: | [fiil] bir kiracıya evi boşaltması için ihtar vermek |
| to warn sb off: | [fiil] gayri menkulünü terk etmesi için birine ihtarda bulunmak, gayrimenkulü terketmesi için birine ihtarda bulunmak |
| to warn of defects: | [fiil] kusurları belirtmek |
| to warn sb away: | [fiil] birine iş sözleşmesinin feshedildiğini bildirmek |
| to warn sb to appear in court: | [fiil] birini mahkemeye celbetmek |