| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| top: | [isim] üst, tepe, uç, doruk, tepe nokta, zirve, baş, üst parça, kapak, topaç |
| top: | [fiil] kapamak, üstünü kapamak, geçmek, aşmak, alt etmek, birinci olmak |
| top: | [sıfat] üst, en yüksek, en iyi, tepe |
| top boots: | uzun potin, süvari çizmesi |
| top a class: | sınıf birincisi olmak |
| top a hill: | tepeye çıkmak |
| top hundred: | belirli bir bölgedeki satışlar, toplam nüfus ya da başka etmenlere göre en geniş yüz pazar |
| top business executives: | [isim] üst düzey şirket yöneticileri |
| top out: | son taşını koymak, inşaatın bitişini kutlamak |
| top notch: | ulaşılabilecek en yüksek amaç |
| top hat: | silindir şapka |
| top secret: | çok gizli |
| top dog: | kazanan, galip, patron, şef |