| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| uçakta: | aboard | |
| uçakta gümrüksüz ürünler satıyor musunuz: | Do you sell duty free goods on board | |
| uçakta ıngilizce konuşabilen hostes var mı: | Is there an English speaking stewardess on board | |
| uçakta öndeki özel bölüm: | cabin | |
| uçakta yer yok.: | There are no more seats on this plane. | |
| uçakta tehlike anında pilotu fırlatan koltuk: | ejection seat | |
| uçakta yanına alınan eşya: | carry on luggage | |
| uçakta verilebilecek azami hizmet seviyesi: | service ceiling | |
| uçakta boş yer olduğunda gönderilecek uçak yükü: | deferred airfreight | |
| uçakta yolculara yiyecek ve içecek ikramı: | inflight feeding |
[ son aranan 10 kelime: remunerate | bend for 8 km | sanıtatıon | scornful | seam | measures of economy | cable car | self-service | bucolic | uçakta ]