| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| vested: | müktesep, zorunlu, giydirilmiş |
| vested interests: | [isim] müktesep haklar, mal varlıkları, edinilmiş çıkarlar |
| vested remainder: | biri tasarruf ettikten sonra geri kalan şeyden tasarruf etme hakkı |
| vested rights: | [isim] kazanılmış haklar, müktesep haklar |
| vested devise: | kayıtsız şartsız vasiyetname |
| vested estate: | bir şahısta tespit edilen yararlanma hakkı |
| vested interest: | kazanılmış hak, müktesep hak, yerleşmiş menfaatler |
| vested legacy: | zorunlu vasiyet, bir vasiyetnamede birine (arazi hariç) bırakılan para veya mal |
| vested by way of sale: | satış yoluyla devredilmiş |
| vested in interest: | gelecekteki bir tasarruf hakkına şimdiden sahip olma |
| vested in possession: | hemen şimdi tasarruf edilebilecek bir hak |