
| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| ward: | [isim] gözetim, koğuş, hapishane, bölge, vesayet altındaki çocuk, vesayet, kilit dili, şato dış avlusu | |
| ward: | [fiil] korumak, önlemek | |
| ward: | Hastane koğuşu. | |
| ward heeler: | bölge oylarını toplamaya çalışan partili | |
| ward in chancery: | mahkeme vesayetindeki çocuk, vesayet altındaki kişi | |
| ward off: | savuşturmak, atlatmak, önlemek (tehlike), önlemek |