TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
yeri: | orium | |
yeri dar olmak: | be cramped for space | |
yeri doldurulabilir: | replaceable | |
yeri doldurulamaz: | irreplaceable | |
yeri eşelemek: | paw | |
yeri kazıp ağaç köklerini çıkarmak: | [fiil] to grub | |
yeri sabit olan reklamcılık medyası: | [isim] position media | |
yeri göğü harekete geçirmek: | [fiil] to move heaven and earth | |
yeri az olmak: | [fiil] to be cramped for space | |
Yeri gelmişken, ...: | [zarf] Speaking of which, ... |